23 Temmuz 2008 Çarşamba

Sıradan Bir Çarşamba Günü - 1 (23.07.2008)

Çarşamba sabahı erken kalkarım, epeyce erken, yani en geç saat 05.00'de. Çünkü yıkanılacak, çay demlenecek, siyah ekmek, tofu, reçel ve yeşil zeytinle kahvaltı yapılacak. (Ben vegan vejetaryenim, benim yediğim içtiğim de ona göre.)

Saat 05.50-06.00 arası evden çıkılacak. Çok gerekmiyorsa araba evin önünde duracak.


Dikkatli bakacak olursanız, arabamdan bile Mardin aşkım belli oluyor... :)))

Arabayı çok gerekmedikçe çıkartmıyorum, çünkü turdan sonra dönüş yolu bir çile halini alabiliyor. Bu nedenle mp3 çalarım kulağımda, güzel bir Arto Tunçboyaciyan parçasıyla güne başlıyorum, yokuşu çıkıp otobüs durağında bekliyorum. Genellikle 29D otobüsü denk gelirse Tarabya - Kabataş arasını kısa zamanda gidiyorum. Yoksa metroya, metrodan fünikülere, fünikülerden de yürüyerek Salıpazarı'na ulaşmam gerekiyor.

06.45'te genelde limanda oluyorum. Tur zarfımı alıp günün programını inceliyorum. Çarşamba günü MSC firmasının gemisine çalışıyoruz. Yani İstanbul limanına yanaşan yolcu gemilerinden çıkan turistleri İstanbul'da gezdiriyoruz.

Bugün genelde yaptığım klasik tur denk geldi gene. Yani sabah erken saatte grup otobüse bindi, Hipodrom ve Sultanahmet Camii ile başladık. Sonra da Aya Sofya'yı ziyaret ettik.

Bugün sabah erken saatlerde hava pusluydu ama Sultanahmet Camii'nden Aya Sofya çok hoş göründü gözüme.

Aya Sofya'dan çıktıktan sonra ise hava pırıl pırıldı. Sultan Ahmet Camii de pek güzel göründü gözüme.


Sonra kuyum alışverişi ve öğlen yemeği için Zindanhan'a gittik. Oradan nasıl görünüyor etraf bakın bakalım.
Zindanhan'dan Yeni Camii ve Galata Köprüsü'ne doğru...


Mimarların mimarı Sinan'ın en güzel eseri Süleymaniye Camii ve Külliyesi'ne doğru...

Gene Mimar Sinan'ın güzel eserlerinden Rüstempaşa Camii'ne doğru...


Galata Kulesi'ne doğru...


Daha sonra Kapalıçarşı ziyareti vardır genelde grubun. Ben bugün öylesine gezerken gözüme topaçlar ilişti ve şu güzel görüntüyü yakaladım.



Daha sonra da Topkapı Sarayı ziyareti vardır genelde. Bugün de öyleydi. Biz rehberler Sarayı anlatıp müşteriyi serbest bıraktıktan sonra Topkapı Konyalı'da buluşuruz genelde.

Çarşamba gemisi rehberlerinden bazıları...

Tüzin - İtalyanca

Eserciğim... Canım beniiiiiim... (Eser - Fransızca vs.)


Ama Tüzinciğimi de severim ben... :)))

Afiyet olsun Eser... (Güzelim İstanbul manzarasına arkasını dönmüş.)



Nilüfer (İngilizce - İtalyanca) ona sarılıp fotoğraf çektiremedim, bayağı ciddi bir mevzuya dalmıştık... Laklaklaklak...


Artık dönüş vakti. Saat 16.00. Topkapı Sarayı'ndan çıkış ve limana hareket. Grubu sağ salim gemiye teslim etmek gerek. Ama tur bitmeden bazı hatıra fotoğrafları da çekilmeli. Bugün grubumda ikiz kızlar var. Çok şeker ve çok güzeller, hem onların makinesiyle hem de benimkiyle fotoğrafımız çekiliyor.


Limana varınca veda vaktidir. Bugün de turistlerimle vedalaştık, onları yolcu ettim. Mp3 çalarımı kulağıma takıp Arto Tunçboyaciyan besteleri eşliğinde Füniküler - Metro ve Otobüs'le Tarabya'ya eve döndüm.

Böylece bir Çarşamba günü daha geçti. Genelde her Çarşamba böyle işte. Ama bir de bu işin içinde, mutfağında çalışan elemanlar var, onlar olmazsa, onlar işleri organize etmezlerse işler yürümez. Haftaya da MSC firmasındaki ekip arkadaşlarını yazarım...

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails