(Lady 6 aylık)
Bu arada, bugün bütün gün yatakta uzanarak geçirdim günü. Sol bacağım feci acıyor, canımı yakıyordu. Hâlâ da öyle. Dün bütün gün 3 gündür süren bu üst bacak kasımdaki uzunlamasına acı ve ağrının sebebini çözmeye çalıştım. Kardeşim sporcu ya, hemen çözdü, fena darbe aldığımı söyledi. Ben darbe marbe hatırlamıyorum tabiî.
Bugün çözdüm ama meseleyi. Pazartesi miydi Salı mı ne, sabahleyin mutfak balkonundan mutfağa bir sandalye alıyordum, içeriye sokabilmek için ayaklarını havalandırdım ve sandalyenin üst kısmını karnıma yasladım. Tam içeri girerken sen sandalyenin ayaklarını duvara çarp, sandalyenin üst kısmı da karın boşluğum bir girsin... Hani filmlerde olur ya, adam karın boşluğuna bir darbe alır ve geriye uçar. Aynen öyle oldum.
Iyhhhhhh... Hâlâ acısını hissediyorum ya... Ufffffffffff... Bu sabah uyandığımda ağrılar yalnızca üst bacak kasında değil (terzi kası derlermiş, kardeşim söyledi) kasıklarımda, dizlerimin altında ve baldırlarımdaydı. Gün esnasında neredeyse bileğime kadar indi. Korktum...
Bir ara kasığımda ağrıyan yere bastırınca karın boşluğumda bir ağrı hissettim ve dank etti. O çarpmanın sonucu...
Of yani, sakarımdır ben böyle işte. Neyse, sonuçta bütün gün dinlendim... İyi de geldi aslında.
Şimdi de bir bira eşliğinde yazıyorum bunları. Aslında ben bira hiç sevmem güya. Ama bu sene yaz o kadar sıcak geçiyor ki, bira iyi geliyor cidden.
Yarın ekolojik pazara da uğrayıp biraz bir şeyler alayım hazır çıkmışken.
Bu akşam Action Max'te çok sevdiğim bir film vardı. Bilmem kaçıncı kez seyrettim. A Perfect Murder. Michael Douglas ve Gwyneth Paltrow'un oynadığı. Bende onun dvd'si var. Kim bilir kaç kez seyrettim. Ama gene de tv'de de bayağı zevkle seyrettim...
Tabiî hastalık halinde senaryo ayrı inceleniyor seyrederken, oyunculuklar ayrı... :))))
Ama bu filmin benim için özel olma nedenlerinden biri de, hepsinin ötesinde çok güzel bir New York filmi olması...
1 yorum:
Nükhet'ciğim, çok geçmiş olsun canım. Lady'nin değerlerinin iyi çıkmasınada çok sevindim, valla ikinize de çokk geçmiş olsun.
Şu turizmden anlamayanların o sorusuna bende çok gıcık oluyorum. Gerçi ben italyancacı olarak son yıllarda yazın daha çok çalışır oldum ya. Eskiden sadece fransızca çalışırken benimde nisan-mayıs ve eylül-ekimlerim çok yoğun olurdu. Şimdi çok şükür italyanca sayesinde sezonu uzattım.
Michael Dougla'ın hangi filmi olsa seyrederim, ben onu çocukluğumda seyrettiğim "San Fransisco sokaklarında " beğenmiştim. Dün filmi bende biraz seyrettim. Neyse şimdilik çüzzzzz şekerim. Çarşamba görüşürüz...
Yorum Gönder