9 Temmuz 2015 Perşembe

Objektifin Ötesindeki Efes


"Objektifin Ötesindeki Efes” fotoğraf sergimin fotoğraflarını dijital ortama geçirmek üzere arşivden çıkarıyorum.
O dönemlerde dijital sistem yoktu. Hemen hepsi de diapozitif çekimlerdi.
Eski Efes Müzesi Müdürü Selahattin Erdemgil, Efes’le ilgili bir fotoğraf sergisi yapmamı önermişti. Hemen kabul ettim. Zaman zaman gecenin geç saatlerine kadar çekimlerle uğraştım. Efes’in ışıkları sırf benim çekimler için özel olarak açıldı. Az bilinen ve ayak basılmayan yerlerde de çekim yaptım.

Dikkat edilmeyen detaylara dikkat çekmekti amacım…
Böyle doğdu “Objektifin Ötesindeki Efes” ve Efes, Salihli, İstanbul’da sergilendi.
Şu sıralar yeniden gündeme gelmeye hazırlanıyor sergim.
Her şeyden önce fotoğrafları dijital ortama aktarma işlemi için harekete geçiyorum.
Sergi fotoğrafları çerçeveli vaziyette zaten duruyorlar fotoğraf arşivimde. Fakat çerçevesiz olanları da şöyle bir kutudan çıkarıp bakayım dedim, odama tarih doldu.
Yatağa serdiklerim sergi fotoğraflarından yalnızca birkaç tanesi…
Yakında hepsini ve hikâyelerini tek tek buradan paylaşacağım...

8 Temmuz 2015 Çarşamba

Neşeli Bir Stüdyo Günü

Yepyeni bir projenin ilk adımlarını atıyoruz.

İki "yol arkadaşı", Dolunay Obruk ve ben kafa kafaya verdik ve birlikte bir yenilik yapma kararı aldık.




Dolunay benim çok sevdiğim bir arkadaşım, çok iyi bir müzisyen, besteci ve yorumcu. Tabii başka işler de yapıyor ama bizim projede ortaya çıkaracağı kimliği müzisyen kimliği.

Dolunay "Sarayın Dehlizlerinde" romanımın kapak tasarımını da yapmıştı. İstediğim çok basit bir şeydi aslında benim için. Pargalı İbrahim Paşa, sarayının dehlizlerinde yeşil kaftanını savura savura yürüyor ve kapakta arkadan görünüyor. Dehlizlerin taş duvarlarında sağlı sollu meşaleler yanıyor ve her şeyden önemlisi, kapağa bakanı içine çekiyor duygusu olsun istedim.


Uzun süre istediğim gibi bir tasarım gelmedi. Tam ümitsizliğe kapılmışken Dolunay bana kapak tasarımını yapma teklifiyle geldi.


Kitabı okumamıştı. Yukarıda anlattığım kadarıyla en fazla 3 cümlelik bir mail ile derdimi anlattım. Birkaç gün sonra tam da istediğim tasarım geldi. Yayıncım da ben de rahat bir nefes aldık.




2014 Ekim ayında Asmalımescit Yakup2'de hoş bir lansmanla çıktı kitap. Aynı ay Dolunay'ın "Yalnızca" isimli albümü de piyasaya çıkmıştı.



Kasım ayındaki meşhur Kitap Fuarı'nda yayınevim E Yayınları'nın standının duvarlarından birini Dolunay'ın tasarımı poster süslüyordu.



Günler günleri, aylar ayları kovalarken biz karşılıklı olarak sosyal medyada birbirimizin ürünlerini de paylaşmaya başladık. Çünkü garip bir paralellik vardı sanki iki üründe.

Geçtiğimiz günlerde Dolunay bana "Yalnızca" albümündeki şarkılarını hangi duygularla yazdığını, o şarkıların neler anlattığını bir de kendi açısından anlatınca, albümün "Sarayın Dehlizlerinde" ile neredeyse birebir örtüştüğünü fark ettik.




Gerisi kendiliğinden geldi. Haydi dedik, bir şeyler yapalım... Bu kitabı ve albümü bir araya getirip bir şeyler yapalım.



Kitap okurken müzik dinlemek, müzik dinlerken kitap okumak, bir insana verilecek en güzel hediye kitap ve müzik albümü gibi düşünceler kafamızda uçuşurken bazı etkinlikler yapma kararı verdik. Stüdyoda bir kayıt yapalım, bir tanıtım çalışması, ön hazırlık yapalım, bakalım ne çıkar derken kendimizi stüdyoda bulduk.

İnanılmaz neşeli, eğlenceli ve keyifli bir gün geçirdik stüdyoda. Hem çalıştık, hem eğlendik ve gördük ki, hakikaten ortak yönleri olan bu kitap ve albümle çok hoş bir yola çıkabiliriz.




Bugün yaptığımız tanıtım çekimi görücüye çıktı, beğenildi ve projemiz hayata geçmek üzere gün sayıyor...



Çok neşeli, eğlenceli, sıra dışı, keyifli etkinliklerle geliyoruz... Pek yakında...


Takipte kalın... 

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails