11 Ekim 2008 Cumartesi

Oradan, buradan, havadan, sudan - 11

Kendime kızıyorum zaman zaman...

Bir Anadolu Güncesi başlattım ve bitiremedim. Asıl sebebi her gittiğim yerdeki internet bağlantı sorunları idi ama başka nedenler de yok değildi; yorgun olmam, zaman zaman kendimi halsiz ya da çok yorgun hissetmem, yani belki de bir nevi tembellik hali.

Ama yarın bitireceğim Anadolu Güncesini. Ne yapalım, biraz daha az fotoğraf koyarak 12. günde kadar hepsini bir yazıya toparlarım.

Bu arada, döndüğümden beri kendimi yorgun hissediyorum, az buz değil 12 gün yollarda, yabancı insanlarla vs vs. Aslında tur dediğin en fazla 6-7 gün sürmeli ve bitmeli. İnanın 8. gün kırılma noktası; insanlar hastalanıyor, yorgunluk ve sinir hali ortaya çıkıyor. Uzun 12 gün açıkçası.

Neyse bitti, iyi de gelmedi değil bana. Hattuşa, Yazılıkaya ve hele hele Alacahöyük ne kadar özlenmiş olduklarını anlamışlardır herhalde beni görünce. :)))

Döndüm ve aslında Anadolu'da ne kadar huzur dolu olduğumu görüp, İstanbul'a ayak uydurmaktansa İstanbul bana ayak uydursa diye düşünmeden edemedim. Bir deneyeceğim. İstanbul kırmaz beni...

Dün çok yoğun bir gündü, Canavar Cafer Othello veterinere gitti, her iki haftada bir şeker ölçümü var. Gene öğleden sonraya kadar sürdü. Ben de gidip kendime bir yoğurt makinesi aldım...





Neden mi? Vegan yoğurt yapma şansım var artık. Çünkü sevgili arkadaşım Tarkan, Berlin'den gelirken bana vegan yoğurt getirmiş. Hemen ilk denemeyi yaptım. Kıvamını tutturmak için, daha doğrusu daha yoğun bir yoğurt kıvamı için agar agar gibi bir stabilizatöre ihtiyacımız var ama onsuz da güzel. Biraz ince ama nefis bir yoğurt elde ettim.



Denemeye devam edeceğim haliyle. Biraz soya sütü miktarını azaltıp, biraz da düşündüğüm farklı bir iki şeyi uygulayarak mutlaka iyi sonuç alacağımdan eminim...

Bugün iki hafta sonra çekilecek olan kısa film için çalışma yaptık. Güzeldi. Bahsederim daha sonra. Yarın turdayım, Pazar falan ama gemi var. Akşama yazarım gene bir şeyler.

Tüm bloglarımı topyekün ihmal ettiğimin farkındayım. Hepsinin acısını çıkartacağım.

Aaaa, unutmadan, bu gece hasret bitiyor, Okan Bayülgen ile discoya gidiyorum. Haydi, siz de gelin...

3 yorum:

Zeynep Everi dedi ki...

Hey sister nr1 ne güzel seni turun sonunda yakalamak. Biraz Yoğurtlu Okan ve Othello gibi koksan da ben o kokunun içindeki iki ekreği de seviyorum birinin kuyruğu eksik diğerinin 2 fazla ayağı olsa da ;)Ancak en güzeli seninle yazılarında buluşmak. Ben senin tur boyunca parlayan sesini duyma ayrıcalığını hergün yakalayıp taze haberlerini keyifle dinledim. Yorgunluk bile sana yakışıyor. Sen sanırım robo-rehber oldun şimdilik. Ne kadar şikayet etsen de bu seni 1. nr dan aşağıya çekmez güzelim. Canım ablam benim sen heryerde Numero uno sun. Sister olarak numero Uno olmak ve kalmak mecburiyetin olsa da Türkiye'nin tartışılmaz en iyi Almanca rehberisin. (asla ablamsın diye kıyak geçmiyorum) Diğer sister ise süsleme ve takı sanatları uzmanı olarak 1 numara. Ben zaten muhteşemim. Bir dak telim çalıyor.... acele çıkmam lazım....( psikoloğumla görüşmem lazım narsist teşhisi koydu. Ne saçma değil mi?)
Muaaaah canım benim hoşgeldin yaw sister Nünü.

Zeynep Everi dedi ki...

Alooo sister şu film işinden zaman bulunca bu dizi yazı olayını 12 ye getir yaw hayranların aç kalıyor alla alla

Nükhet Everi dedi ki...

Ah canımssssssssss benimsssssssssss ya haklıyım, haklısın, haklı...
Ya ben de çok kızıyorum, tüm blogları boşladım. Hemen yazmam gerek bir şeyler...

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails