18 Eylül 2014 Perşembe

Oradan, buradan, havadan, sudan - 22

Hep çok zaman olmuş oluyor zaten...

Yine öyle bir durum söz konusu.

Ama bu sefer mesele biraz farklı eskiye göre.

Bu sefer aradan geçen onca zamanda cidden çok olumlu gelişmeler oldu, adımlar atıldı.

Öncelikle Sarayın Dehlizlerinde romanım en sonunda bitti ve artık yayınlanmak için gün sayıyor. Bu tabii nefes kesen bir durum benim için.

O arada gerek iş hayatında gerekse özel hayatta da epey değişiklikler oldu.

Öncelikle en sonunda gönlüme göre bir ev buldum ve taşındım. Yine Tarabya'da kaldım. Aynı yerde başka bir sitede düzayak bir dubleks daireye geçip kendi stüdyo dairemde yepyeni bir düzen kurdum ve yıllardır kafamda olan bir şey vardı, oturduğum yerin dışında kurmak zorunda kalacağımı düşündüğüm bir şey, bir yazı evi. Minik bir stüdyo daire tutmayı bile planlıyordum artık kafamda, hani şöyle Beyoğlu'nda falan. Ama sonra dedim ki kendime, "Sen şimdi gecenin bir vakti yazmak istersin, yatakta kucağına bilgisayarı alıp iki cümle yazıp yatarsın, ya da ne bileyim sabahlara kadar... Aklına günün normal bir saatinde bunları yapmak gelmez. Nasıl kalkıp oralara gideceksin evden?"

Tam böyle düşünürken mucize gerçekleşti ve ben evi bulup tuttum. Üst kat yaşam alanları. Alt daireyi olduğu gibi kendi eşyalarımla ve kafama göre düzenledim. Yazı evi, yatak odası, oturma odası hepsi bir odada ve ayrıca mini mutfak ve banyosu da var.

Güzel oldu. Düzen oldu uzun zaman sonra. Ben meğerse son yıllarda ne zorluklarla nelere göğüs gererek neler yapmışım. O şartlar altında yine de iyi iş çıkartmışım. İki kitap, dile kolay...

Neyse... Sevgili dostlarımın sosyal medya üzerinden paylaştıkları öneriler sonucu benim gönlüme en çok yatan ismi seçerek yeni çalışma mekânıma, stüdyo daireme "Düşler Atölyesi" demeye karar verdim. Kızkardeşim Zeynep kapıma bir tabela hazırlayacak. Bakalım... Bekliyorum.

Bu arada sosyal medyada da yeni bir düzen getirmem gerekiyordu kendim için. Bunu da artık profesyonel PR danışmanımla yapıyorum. Aslında bu bloglar da bundan sonra biraz onun tavsiyeleriyle ilerleyecek.

Bloglarımdan Not Defteri, Taş Kahve ve Vegan'ı tutmaya ve belli bir düzene sokmaya karar verdim.

Sarayın Dehlizlerinde romanım bayram sonrası raflardaki yerini almış olacak. Bugün kapak tasarımları aşamasında da belli bir noktaya geldik. Benim gönlümdeki kapak tasarımına bayağı yaklaşmış bir iş geldi önüme. Aslında tam da istediğim gibi bir iş ama tabii üzerinde çalışılması gerek. Heyecan dorukta anlayacağınız.

Bu arada artık yeni romanıma da konsantre olabiliyorum. Yazma işine başladım bile.

Konudan bahsedip bahsetmediğimi hatırlamıyorum ama yine de biraz bahsedeyim bu vesileyle. Bu seferki kitabın daha epey geliştirilmesi gereken aşamaları var. Kitapta Lübnan, Beyrut, İç Savaş, İstanbul, Frej Apartmanı, Akdeniz, müzik, piyano, gitar, Dalaras, Yunanistan ve yelken var...

Adı bu sefer baştan belli olan bir kitap ve içindeki aşk hikâyesi ile kahramanın hikâyesi iç savaşa paralel gelişecek...

İşte bunlar heyecan veriyor.

Bu arada oldukça dinlendiğim bir yaz oldu. Tatil falan yapamadım doğru dürüst, yalnızca birkaç günlüğüne Bodrum'a kaçtım ama yeni projeler, geziler beni bekliyor.

İş konusunda da bayağı gelişmeler oldu haliyle. Önümüzdeki günlerde bu konuları da sohbetin bir bölümüne alırız...

Uzun bir aradan sonra bir merhaba diyeyim dedim.

Bundan sonra daha sık görüşmek ümidiyle...

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails