28 Aralık 2012 Cuma

Oradan, buradan, havadan, sudan - 19

Geçti gitti gene koskoca bir yıl...

Bize dayatılmaya çalışılan yalan dolan haber ve olaylara değinip iç karartmak istemiyorum, geri dönüp bakınca bu açıdan çok kötü bir yıl olmuş, onu görüyorum. Ama umarım insanoğlu aklını kullanır diyorum, pek umudum olmasa da.

İnsan ve hayvan haklarının çok fazla ihlal edildiği, öte yandan da çok yalan dolan haber yapılan bir sene oldu. (Özellikle Suriye konusu - aptal değiliz, bölgeyi bilenler, bölgeden olanlar, bölgede yaşayanlar da var bu kandırmaya çalıştıklarınız arasında)

Güzel şeyler tabii ki oldu olmasında da, o kadar keyifsizlik içinde içimize bile sinemedi.

Ben geri dönüp baktığımda, benim için seneye damgasını vuran önemli şeylerden biri, içimi biraz olsun umutla dolduran işlerden biri Kasım ayında Antrepo No.3'te açılan Ahmet Güneştekin'in "Yüzleşme / Encounter" sergisi.

Bu kadar yalan, dolan, riya, kötülük üstüne böyle bir şey iyi geldi bana. Gerçi sergi sizi her şeyle yüzleştiriyor. Siz ama zaten bu konularda yüzleşebilecek ahlâka sahipseniz, sizi başka şeyleri de cezbediyor serginin: işin tarih boyutu vs.

Çok sağlam ve etik duruşu olan bir iş. Yapılmış en iyi iş denebilir bugüne kadar Türkiye'de, ta ki Ahmet Güneştekin bir sonraki işiyle daha iyisini yapana kadar.

Ben sergi ile ilgili bir yazı yazdım, ardından bir yazı dizisi başlattım "Güneşe yazılan Yazılar" adıyla. Bu yazı dizisindeki yazılar Ahmet Güneştekin'in "Yüzleşme" sergisindeki eserlerden esinlenen yazılar. Şu ana kadar dört tanesi bu ve diğer blogum olan Taş Kahve'de yayınlandı. Yazı dizisini 12 bölüm olarak planladım.

Yarın Mardin'e gidiyorum. Yılbaşı'nı Mardin'de geçireceğim. Seviyorum bu adeti. Çok da özledim. İyi gelecektir mutlaka bana.

"Mardin - Güneş Ülkesi" adlı kitabım Ocak ayında E-Yayınları'ndan çıkıyor. Çok içime sinen bir iş oldu bu kitap. Çok uğraştım, didindim, yılların birikimi, bilgisi, sevgisi... Her şeyden biraz aktarmaya çalıştım kitaba. Umarım yolu açık olur.

Bu arada diğer kitap projeleri de yolunda yürümeye devam ediyor. Öncelikle romanımı yazmaya son hız devam ediyorum. Şu anda 1/4'i ile 1/3'i arası diyebileceğim kadarıyla yazıldı roman. Dramatik kurgu, aksiyonlar vs. belli romanda. Başı, sonu her şey sabit. İş yazmaya kaldı. Ben de yazıyorum. Bilmeyenler için: Pargalı İbrahim Paşa'nın romanı. Ama öyle saray hanedanı, Hürrem, Süleyman vs. yok romanda, yalnızca İbrahim Paşa çevresinde dönüyor olay ve bu bir kurgu roman, 16. yüzyıl ile 21. yüzyıl arasında İbrahim Paşa Sarayı'nın dehlizlerinde geçiyor.

Diğer bir proje ise, bugüne kadar yazdığım deneme yazılarımın en iyilerinden, en sevdiklerimden bir seçmece. Aslında o proje hazır ve bekliyor ama "Güneşe Yazılan Yazılar" da bitince, onu da katıp o kitap projesini de tamamlamayı istiyorum.

Yani bu durumda, bahara kadar yetişmesi gereken bir İbrahim Paşa projem var öncelikle, sonra da diğer işler.

Bu arada, herkes soruyor, "Son Vapur" ne oldu diye. Son Vapur bilindiği gibi çok özel bir proje, bir uzun metraj film senaryosu, bir yüzleşme, bir Hrant Dink projesi. Yeni yılda onunla ilgili de bazı düşüncelerim var. Öncelikle okutmak istediğim biri var, onun fikrini aldıktan sonra düşüncelerime, projeme ve yoluna bakacağım Son Vapur'un... Son Vapur kenara konacak, rafa kaldırılacak bir iş değil. Bu benim değil, otorite kabul edilecek kesimlerden gelen yorum. Bakalım, su yolunu bulur diyelim...

Yeni yılda başka projelerim de var, artık bakalım... Bazıları turizme yönelik. Hep beraber göreceğiz.

Ben Mardin'de Mezopotamya ovasına bakarak gireceğim yeni yıla. Umarım herkes için hayırlı bir yıl olur.


Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails