28 Eylül 2008 Pazar

Anadolu Turu Güncesi 1 / 1 (28.09.2008)

En sonunda 12 günlük maraton start aldı. Hayırlısı bakalım!

Bayram geliyor, giden gideceği yere gitmiş sanırım. Ne yollarda sorun yaşadım havaalanına giderken ne de havaalanında. Hatta havaalanı boştu desem yalan olmaz. Kontrol noktasında bir polis kollarını iki yana açmış: 'Keşke hergün böyle olsa!' diyordu. Kim bilir nasıldı dün ve öncesi?

Havaalanına gelip işlemleri tamamladım, Adana uçağının daha kapı numarası bile belirlenmemişti o anda, düşünün işte, korkudan erkenden gelmişim havaalanına. Ne yapayım? Ben çok yaşadım yoğunluklar havaalanında, o sebeple korkağımdır bu konuda.

Tam polis kontrolünden geçmeye karar verdiğimde grubum geliverdi ve tanışma faslı falan derken biraz sonra uçağa gitmek için 402 no'lu kapıya yöneldik, vakit geçivermişti. Uçağa biner binmez sağanak bastırdı ve uçak biraz gecikmeli kalktı ama vaktinde indi Adana'ya.

Ben de uçakta uzun zamandır iki hikâyesini okuyup üçüncüsünün de iki sayfasını okuyup devamını getiremediğim Murathan Mungan'ın Kadından Kentler kitabını okumaya çalıştım. Çalıştım diyorum, çünkü öncelikle bir kitabı okumayı bitirir bitirmez başka bir kitaba başlamak için en azından bir gün geçmesi lâzımdır benim için, biraz sindirmem gerekir okuduklarımı, Orhan Pamuk'un Masumiyet Müzesi'ni daha dün gece bitirebildim. Bir de, o kadar yorgundum ki, uçakta zaman zaman uyuklamışım kitap elimde.

Havaalanına iner inmez yolcular transit geldikleri için dış hatlardan, ben de iç hatlardan çıktık. Ben otobüse binip onları dış hatların önünden aldım ve yola koyulduk.

Kendimi tanıtma ve teknik birkaç şey açıkladıktan sonra bir de baktım ki, kaptan doğrudan otobana gireceğine Adana içinden geçiyor. Ben Adana'yı çok ama çok severim. pek bir sevindim bu duruma. anlattım da anlattım artık Adana'yı...

Otobana çıkınca önümüzdeki günler neler yapacağımızı biraz açıkladım. Gerçi müşterilerin de elinde program var ama ben gene de neler yapacağımızı biraz daha detaylı anlattım ve daha sonra Türkiye hakkında coğrafi bilgiler verdim harita üzerinde, iklimdi, komşulardı, şuydu buydu. ilerki günlerde anlattıklarımı tamamlamak açısından da önemli bilgiler.

İskenderun Körfezi'ni dolaşarak Antakya'ya geldik. Ama yolda İskenderun civarında güneşin batışına öyle hayran hayran bakmışım ki, fotoğraf çekmeyi unuttum, aklıma geldiğinde İskenderun'un o muhteşem görüntüsü çoktan geride kalmıştı. üzüldüm açıkcası.


Arada yolda bir tuvalet molası da verdik. Sonra Antakya'ya geldiğimizde hemen Büyük Antakya Oteli'ne yerleştik. Yemek yendi, yemekten sonra ben sokaklara vurdum kendimi.

Yarın sabah Protestan Kilisesi'nde randevumuz var, oradan da Katolik Kilisesi'ne gideceğiz. Dışarı çıkıp meydandan Rum Ortodoks Kilisesi'ne, oradan Protestan Kilisesi'ne yürüdüm. Sonra da oradan Kurtuluş Caddesi üzerindeki Sinagog'dan sonra Katolik Kilisesi'ne doğru gidip, yoldaki muhteşem evlere hayran hayran baktım. Karanlık olduğu için yarın fotoğraf çekip koyarım buraya diye düşündüm. Daha sonra Katolik Kilisesi'nin oradan aşağıya kıvrılarak giden yollardan, şehrin eski mahallelerinden, yani gerçek Antakya'dan yürüye yürüye merkeze döndüm. Bu arada kulağımda da telefon... Ucunda sevgili dostum, arkadaşım, meslektaşım Bora var. Bana yol tarif ediyor. Çünkü ben daha önce Antakya'da Protestan Kilisesi'ne gitmemiştim. Sağolsun, hiç üşenmeden bana adım adım anlattı, elimle koymuş gibi buldum. Bu arda GPS ile de benim yürüdüğüm yolları takip edip nerede olduğumu anlatıyordu bana evden, çok eğlendim ya ben!!!

Yarınki programımız ne? Sabah 09.00'da Protestan Kilisesi'ne gideceğiz, oradan Katolik Kilisesi'ne ve grubu bugün yürüdüğüm yollardan yürüterek çarşıya salacağım. Öğlen bir yerlerde yemek işini halleder herkes ve ardından 13.30'da Mozaik Müzesi diye de bilinen Arkeoloji Müzesini gezeceğiz. Ardından da St. Pierre Kilisesi'ne çıkılacak otobüsle.

Akşamüstü döneriz ve benim niyetim yarın bol bol fotoğraf çekmek ve ayrıca da Affan Kahvesi'ne gidip bir 'acı kahve' içmek ve çok sevdiğim Antakya sokaklarını arşınlamak.

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails