Ben dünden beri o kadar kötü hissediyorum ki, bırakın yazı yazmayı, kafamı kaldıracak halim yoktu.
Hava feci rutubetli. Ben de sıcaktan nefret ederim. Terlemek diye bir derdi olmayan ben bütün gün sırtımdan terler boşana boşana oturdum evde.
Bu sabah da kedileri veterinere götürdüm. Benim iki tane kedim var. Lady Macbeth ve Othello. İkisi de İran kedisi. İkisi de bir şekilde (tesadüfler hazırlanmış ortamdır derler) hoş bir tesadüf eseri mavi İran...
Lady bana geldiğinde 5 ay ve birkaç günlüktü. Othello ise tam tamına 2 yaşındaydı. Lady 1 Kasım 1995'te geldi. Othello da ben Kedi Palas'ı açtığımda yani 2000 yılının Haziran sonunda geldi. O zamandan beri de birarada yaşıyorlar.
Hiç çiftleşmedi Lady. Kimseleri istemedi. Halbuki onu ne Napoleon'lar ve asil erkekler istedi ama ı-ıh, kızım kimseleri istemedi. Othello'yu da. Othello daha önce evliydi. :))))) Dört tane de bebeği vardı.
Lady kanser oldu. Meme kanseri. Kötünün iyisi cinsiymiş. Yani solid. Yani başka bir yere sıçramıyor, sıçrarsa da başka memeye. Her neyse, Lady ameliyat oldu, bir memesi alındı. Gayet iyi giderken bir başka tümör çıktı ama neyse iyi huylu ve doku altında değil.
Bu arada Othello şeker hastası oldu. Lady'nin seceresini bildiğimiz için her duruma hazırlıklıyız, koruyoruz ama bu hiç beklenmedik bir durumdu. Othello'nun ailesi ile ilgili en ufak bir bilgimiz yok. Othello da sene başından beri insülin alıyor. Tolore ediyor şükür ki...
Bugün Othello'nun kontrol günüydü. Lady'yi de götürmem gerekti. Çünkü kızımı severken sanki tümörü biraz büyümüş gibi geldi bana. Yasin henüz tam iyileşmedi, Timur abileri var şansımıza. Timur, Lady'yi de getir, hem kontrol edeyim hem de genelde bir bakmak istiyorum dedi.
İyi ki gitmişiz... Lady'nin tümörde önemli bir büyüme ve kanseriyle ilgili bir sorunu yokmuş ama kan aldı ve halogramlara falan bakacağım dedi. Halbuki en son Nisan ayında kan alınmıştı, üresi azıcık yüksek çıkmıştı ve bu işlem 6 ayda bir yapılır normalde.
Ben kuaförüm ve veterinerim ne derse onu yapan biriyimdir. İyi ki öyleyim. Lady'de böbrek yetmezliği çıktı. Kızım benim... Saatlerce ağladım.
Tabiî ki veterinerler olaylara bizim gibi bakmıyorlar. Othello'nun değerleri ölçüldü, insülinleri hazırlandı ve onu aldım. Ama kızım bir zamanlar, Othello'nun şeker sorunu çıktığında devamlı kalmak zorunda kaldığı yoğun bakım ünitesinde kalıyor. Çok güzel, kocaman bir alet. Ama kızım önce bana bozuldu, sonra onu sevip koklayıp öptüm. Konuştum, anlattım. Bir hafta içinde durumu ortaya çıkacak. Ya eve gelecek ve tedaviye gidecek ara sıra ya da biraz daha orada kalacak.
Ama tüm bunları anlayabilmek ve bu konuya kafa yormak için birkaç gün beklememiz lâzım en azından. İşte ondan sonra nasıl devam edeceğiz onu göreceğiz.
Bana dua edin... İyi enerjilerinizi yollayın. İyileşsin bebeklerim. Canlarım onlar benim...
Sabah erkenden yola çıktım ki, hani olur a, Ahmedinejadzede olmayayım diye. Neyse gidişte olmadım. Dönüşte az kalsın oluyordum. Dolapdere'den ikinci çevreye sapmak için mecburen ya Karaköy'den ya da Taksim'den gitmem lâzım. Karaköy kapalı olduğu için hemen Taksim'e kırdım rotayı. Ceylan otelin önü polis dolmaya başlamıştı. Nasıl gaza basıp fırlayıp çevreden eve geldiğimi bir ben bilirim.
Bu arada Ahmedinejad demeç vermiş, özür dilemiş... Onun bir suçu yok ki... Özür dinlemesi gerekenler belli... Bugün sıkardı biraz bildirmeden etmeden orayı burayı hatta tüm yolları kapatmak... Ama en enteresanı şuydu: Ahmedinejad demiş ki, 'ben memleketimde böyle bir duruma asla izin vermem'. Of, of, of... Küfür etse daha iyiydi. Aldılar mı cevaplarını acaba geri zekâlı yalakalar???
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder