7 Ağustos 2008 Perşembe

Oradan, buradan, havadan, sudan - 1

İki gündür hiç iyi hissetmiyorum. Başım ağrıyor, yorgunluk, bitkinlik, bıkkınlık... Neyse bugün iş iptal oldu da biraz dinlendim. Haydi bakalım, biraz toparlanayım. Ne bu böyle?

Arada sırada bana saçma sapan bile gelse o gün olanları yazacağım. Sonuçta bu blogun amacı da buydu. Diğer bloglarım ve sitemde yapamadıklarımı yapmak için bu blog. Yani her anlamda içimi, kurtlarımı döktüğüm sevgili günlüğüm...

Sabah annemin sesine uyandım. Bıcır bıcır... Mutfağa bir gittim ki, çay hazırlanmış, kahvaltı sofrası kurulmuş, benim uyanmamı beklerken Othello'yu kucağına almış, hem seviyor hem de konuşuyor. Othello da anneme bakıyor.

Beni tanıyanlar Othello ve Lady Macbeth'i de tanır. Mavi İran kedilerim benim. Kıymetlilerim... Önümüzdeki günlerde onları da tek tek anlatacağım, yazacağım.

Othello'nun 10.30 maması, 11.00 insülini, 11.00 iğne sonrası maması, 13.00 maması derken vakit akıp geçti.

Biraz birşeyler atıştırıp Harbiye'ye gittim. Bir acenta'da GAP, Mardin ve Karadeniz turları için program çalışması yaptık.

Vatan Bilgisayar'dan laptop'uma yeni çanta aldım. Laptopumun normalde kullandığım çantası çok büyük ve ağır. Kolumun biri ameliyatlı biri de sakatlanmaya meyilli, taşıması zor. Çok zarif, uzun süredir gözüme kestirdiğim bir çanta vardı. Case Logic marka. Onu aldım. Bilgisayarı hiçbir yere götüremiyordum, ya da zorluk oluyordu. Bu işimi kolaylaştıracak. Sırt çantası da bakacağım ileride.

Eve dönderken yoldan domates ve meyve aldım, elma, nektarin ve (yaşasııııııııııııııın mürdüm eriği çıkmış) mürdüm eriği.




Alışveriş yaparken tam istediğim gibi saklama kapları buldum. 4 tane aldım, 2 tanesi benim filizlendirme işlerim için. Bir deneme yapmaya karar verdim. Evdeki maş ve soya fasulyelerini filizlenmeye koydum. Bu gece suda kalacaklar, yarından sonra filizlenirler. Kapaklara da büyük iğne ile delikler açtım. Raw&live yerken filizlendirilmiş şeyler de gerekiyor... Yaşasın!




Akşam yemeği vakti bizde erken gelir, en geç saat 19.00'da yemek yenir. Salatayı hazırladım bir de kendi uydurduğum bir vegan salata sosu. Nefisti. Annem de zeytinyağlı fasulye yapmış. Of, daha ne ister insan?




Televizyonun karşısına oturup zap yaparken 'Hoşçakal Yarın' filmine rastladım. Kaç kere seyrettiğimi bilmiyorum ama bir o kadar daha seyrederim. Ağladım gene her seyrettiğimde olduğu gibi...

3 yorum:

Yasemin/Beril dedi ki...

Ben de merak ettim dün seni göremeyince, valla gözlerim arandı durdu, demekki az alman vardı.Filizlendirmeyi bana da öğret sonra Nükhet'ciğim. Ciaoo

Isil Simsek dedi ki...

Nükhet'cigim,
Defne'yi uyuttum.Kendime bir güzel kahve yaptim,blogunu okuyorum.Senle sohbet ediyormusum gibi geliyor :)
Mürdüm erigini ben de cok cok severim,buralarda yok tabii. Afiyet olsun,benim yerime de ye lütfen.
Soya fasulyesini filizlendirebiliyor musun? Digerlerini filizlendirebiliyorum ama soya olmuyor,küfleniyor ya da benim beceriksizligim!

Nükhet Everi dedi ki...

Canim Isilcigim...
Bu blogun amaci da bu iste... Kahvenizi alin gelin. Sohbet edelim. :))) Defne'yi isiriyorum... :P
Bu arada, beceriksizlik falan degil, ben de yapamadim soya fasulyesi filizlendirmeyi. Mas harika oldu ama!
Bana kimse soya filizlendir demedi ben kasindim durup dururken.
Kolay gelsin... Guzel sohbetlere...

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails