25 Ağustos 2008 Pazartesi

Oradan, buradan, havadan, sudan - 4

Yeni Blog

1 eylül'de yepyeni bir blog başlatıyorum.

Geçen gün baktım, ben blog deryasına 2006 senesinde dalmışım.

Beni tanıyanlar ve okuyanlar bilirler. Yıllardır değişik yerlerde değişik zamanlarda yazılarım yayınlanır. Zaman içinde bunları biraraya toplamak zarureti doğdu haliyle. Ağırlıklı olarak deneme türü ve gezi yazılarıydı yazdıklarım. Bunları öncelikle İz Edebiyat sitesinde yayınlamaya başladım. Güvercinevi (şu sıralar teknik sorun yaşıyor) ve diğer internet sayfalarında da yayınlanmaya başladı yazılarım. Bazı yerlerde köşem olduğu için düzenli yazıyordum.

Sonra, blog serüveni geldi çaldı kapıyı.

Düşündüm, dedim ki: 'Taş Kahve isimli köşelerim var, aynı isimle bir blog açıp yazılarımı orada da yayınlayayım.' Böylece Taş Kahve blogum oluştu. Eski yazıları girmeye başladım. Beğendiklerimi, severek yazdıklarımı vs.

O sırada Türkiye'de vegan vejetaryenlikle ilgili ciddi bir bilgi açığı sezdim. İngilizce yüzlerce web sayfası, blog vs var. Dolu... Ama bir sürü insan var, belki vejetaryen, belki vegan veya değişik türde vejetaryen ve İngilizce hatta başka yabancı dil bilmiyor olabilir. Bilse de o dillerde okumak istemiyor olabilir. Ben biraz Türkçe düşkünüyümdür. :)))) Hemen aklıma geleni uyguladım. Vegan olmuştum yeni, hem kendi bilgilerimi, yemek tariflerimi vs biraraya toplamak, hem de insanları bilgilendirmek için Vegan blogumu başlattım. Sanırım bayağı iyi bir fikirdi. Bu blogum her gün ciddi bir ziyaretçi sayısına ulaşıyor ve kapsamlı bir blog oldu gerçekten. Çok mutluyum o yüzden.

Bir meyhane aşığı olarak, gerçek meyhaneleri son demlerinde yaşayan bir neslin çocuğu olarak, meyhane geleneğini de sürdürmeye karar vermiş bir kişi olarak Taş Meyhane blogu da kaçınılmazdı. Onu biraz ihmal ettiğimi biliyorum, ama bugünlerde onunla da ciddi ciddi ilgilenmeye başlıyorum.

Beni tanıyan ve okuyanlar Mardin'in benim için ne ifade ettiğini gayet iyi bilirler. Bu nedenle bir de Mardin blogu oluştu. Onu yavaş ve emin adımlarla hazırlıyorum. O benim için çok özel...

En güzeli de Not Defteri blogumun, yani bu blogun oluşma aşaması. Düşündüm taşındım, aslında canım ıvır zıvır şeyler de yazmak istiyor. Deftere yazamıyorum, sıkılıyorum bir müddet sonra. Bazı şeyleri not almak gerekebiliyor özellikle yazma serüveni sırasında. Bu ufak tefek şeyler, detaylar genelde yazıları oluşturur, o nedenle de önemlidirler. Not alınmazsa unutulur ya da yarım yamalak hatırlanır ve işe yaramazlar. Deftere, kâğıda not edince kaybolabilirler, unutulurlar ve özellikle benim gibi çevreci biri için 'ağaç katliamı' durumu söz konusu oluverir bahane olarak.

Kendime dedim ki: 'Gel Nükhet, şöyle sevgili günlük tadında bir blog aç!' İyi de etmişim. Arkadaşlarımdan Yasemin dedi ki: 'Bu blog iyi oldu. ben senin diğer bloglarını, yazılarını, siteni falan da takip ediyorum. Ama hep diyordum ki, Nükhet her gün birşeyler yazmalı!'

Evet, ben de bu fikirle yola çıktım.

Bu fikirler sırasında çok şükür harika bir sitem de oldu. O site tam istediğim gibi ve beni çok güzel yansıtıyor. Diğer şeyleri de bloglarda veririm dedim.

Ama Not Defteri de kesmedi... :))))

Ruhumun, gönlümün, beynimin en derinlerine inemedim gene de. Bu durumda dedim ki: 'Haydi bakalım, ruhunun, beyninin, gönlünün rengine göre yeni bir blog oluştur ve gerçekten okumak isteyen, seni seven, seni tanıyan, seni tanımak isteyen, seninle bir şeyler paylaşmak isteyen, senin paylaştıklarını önemseyenler gelsin oraya yalnızca.'





Şu anda alt yapısını hazırlamakla meşgul olduğum yeni blogum Nükhet Everi 1 eylül'de yayında olacak. Davetiyeli, özel, kapalı bir blog olacak. Bu blog benim bozkırım olacak. O yüzden de çok heyecanlıyım...

Şimdi birinci sorun kime davetiye gönderileceği değil, hangi adrese davetiye gönderileceği. Bu nedenle öncelikle bunu araştırmam gerekiyor bu hafta.

Bir de şayet, sen, şu anda bu blogu okuyan kişi, beni tanıyan, beni okumayı seven vs biri isen ve ben de o blogu okumak istiyorum diyorsan bana bir iyilik yap ve hangi adresi kullanıyorsan burada, bana bunu bildir bir şekilde. İster yorum olarak yolla, istersen de nukheteveri@yahoo.com adresime yolla. :)))


Daha daha...


Evet, daha daha ne var?


Bacağım hâlâ feci acıyor. O yüzden hâlâ evde dinlenmedeyim.

Aslında ben geçtiğimiz hafta sonu Mardin'de olacak ve bugün Mardin'den dönecektim. Film ekibi ile mekân bakmaya gidilecekti. Ama işler farklı gelişti. Ekipten Mardin'e gelmek isteyenler çoğalınca ve geçen hafta sonu kimseye uymayınca eylül'e bıraktık bu işi. Bana uyma durumları söz konusu, Mardin projeleri koordinatörü benim ve mekânları ben göstereceğim. Bu nedenle turumun olmadığı bir hafta sonu olması gerekiyor. Neyse, bakacağız artık.


Lady veterinerde... Her aklıma geldiğinde telefon edip Timur'la görüşüp Lady'nin durumunu soruyorum. Bekleyeceğiz biraz daha. Bakalım, iyi düşünelim iyi olsun!


Othello her daim mama derdinde. O kadar ki, mutfakta yaşıyor artık. En ufak bir tıkırtıda uyanıyor ve ayağa dikilip mama bekliyor. Buzdolabı açılırsa hemen hamle edip buzdolabına kafasını sokuyor.





Sabahları kahvaltı sofrasına annemle birlikte oturup onun vereceği kaşar peyniri, yumurta vs gibi şeyleri bekliyor... (Sanki aç, sanki kendi maması yok!)










Bir müddettir ben de her şeyi scan etme derdine daldım. Rehberlikle ilgili, turlarda kullandığım belgeler, gazete küpürleri vs vs, birikip toz edeceğine ortalığı dönüşüm kutularına gitsinler, ben de bunları flash belleklerde saklarım diye düşündüm. Aslında iyi de oldu. Ağırlık da yapmıyorlar, yer de kaplamıyorlar.




Aklımdayken... Bu aralar çantamdan hiç eksilmeyen en önemli şey de mp3 çalarım. Aman ha, belki bir dakika bir boşlukta Arto Tunçboyacıyansız kalırım falan, tütütütü şeytan kulağına kurşun...






Size bir sorum olacak, cehaletime verin. Ben iPod meselesiyle hiç ciddi ciddi ilgilenmedim, araştırmadım.
- iPod almalı mıyım? Alırsam ne tür bir avantajım olur? Ne almalıyım? Nereden almalıyım?
Bu sorularıma cevap verecek birileri olursa çok mutlu olurum.
Sevgiyle kalın...

3 yorum:

Yasemin/Beril dedi ki...

Nükhet'ciğim şiddetle ipod'u tavsiye ederim. Ben shuffle modelini aldım. ekranı yok, minicik, renkli (ben lilasını aldım:)),yakaya, kotun beline takılabiliyor ve ses kalitesi mükemmelllllll.

Beni sıkı bir fanın olarak yeni bloguna devet edeceğini umut ediyorum, ve seni çok seviyorum.
yaso,
nisan20tr@yahoo.com benim e-postam şekerim.

Borsalino dedi ki...

Merhaba...Blogunuzu takip ediyorum, özellikle Vegan'ın hastasıyım vegan ya da vejeteryan olmamama rağmen. Beni de kayıtlı okuyucularınız arasına alırsanız sevinirim...

benimkuzum dedi ki...

merhaba bende yeni blogunuza davet alırsam çok sevinirim figen.tezgoren@yahoo.com

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails